Siyaset ve İnfodemi Organizasyonları
İnfodemi (yalan salgını), en basit anlamıyla kriz dönemlerinde yanlış bilgilerin doğru bilgilerin önüne geçerek doğru bilgileri engellemesi olarak ifade ediliyor. Tanımın, zihninizde çeşitli somutlaştırmalar yaptığını hissedebiliyorum. Örneğin; deprem sonrası, daha büyük bir depremin geleceğine yönelik çıkan fısıltılar, yakın dönemde Covid-19 aşılarına yönelik haberler vb. infodemi örnekleri olarak sayılabilir.
Bir bilginin, infodemi örneği olup olmadığını anlamanın yolu tabii ki araştırma yapmaktan geçiyor; ama ne yazık ki, millet olarak bu konuda çok iyi yerlerde değiliz. Hâl böyle olunca da, infodemi organizasyonları yaşantımızda önemli bir yer tutuyor ve komplo teoricilerine gün doğuyor.
Daha önce yazmış olduğum “Kutuplaşmamız Üzerine” başlıklı yazımda sizlere TurkuazLab1 projesinden bahsetmiştim. Bu projenin “İnfodemi ile Etkin Mücadele için Bireylerin Yanlış Bilgi Karşısındaki Tutumlarının ve Bu Tutumların Belirleyicilerinin Araştırılması: Covid-19 Örneği (29 Aralık 2020)”2 başlıklı araştırmasında komplo teorilerine inanma oranı üzerine bir slayt karşımıza çıkıyor. Oranlar hiç azımsanmayacak düzeyde. İtiraf edeyim ben de bazılarına inanıyorum ve komplo teorisi olmadığını düşünüyorum. Aşağıdaki slayt görüntüsünden incelemenizi rica edeceğim:
Yukarıda bahsettim, infodemiden korunmanın en iyi yolu doğruyu araştırmaktan geçiyor. İnfodemiden korunmanın bir diğer yolu da resmi/güvenilir olduğu ispatlanmış kaynaklardan konunun öğrenilmesi!.. Bahsi geçen araştırma “Kurumlara Güven” başlıklı slaytta görüldüğü üzere halkın kurumlara olan güveni pek istenilen seviyede değil. Örneğin listede en güvenilir 2. kurum olan Sağlık Bakanlığı’nın hasta sayıları konusunda vermiş olduğu bilgilerin doğruluğu hâlâ sorgulanır vaziyette. Listenin bir numarasında bulunan üniversitelerdeki eğitim kalitesizliği ise bir başka yazının konusu olabilecek boyutta!.
İlgili araştırmanın basın bülteninde ise oldukça güzel sonuçlar halka duyurulmuş.3 Bunları kısaca özetlersem;
- Bilimsel bilgi arttıkça infodemi azalıyor.
- Bilgiyi paylaşmadan önce doğrulama ihtiyacı duymuyoruz
- Emekliler ve işsizler komplo teorilerine daha fazla inanıyor
- Komplo teorileri yanlış bilgiyi tetikliyor
- Komplo teorileri ve güvensizlik aşı karşıtlığına neden oluyor (covid-19 ile ilişik)
- Siyasi kurumlara olan güven azaldıkça yanlış bilgi yaymaya eğilimli oluyoruz
- Doğrulama kuruluşları tanınmıyor (Evrim Ağacı, Teyit.org)
Meseleyi Getirmek İstediğim Yer‘e gelince şunları söyleyerek bağlantımı yapmak istiyorum. İnfodemiyi tekrar tanımsal olarak hatırlarsak, kriz dönemlerinde yanlış bilgilerin doğru bilgilerin önüne geçerek doğru bilgileri engellemesi olarak hatırlayabiliriz. Bu yalan salgını, siyasi kriz zamanlarında da ne yazık ki ortaya çıkar.
Bir ülkede propaganda bakanlığı vb. resmi kurum haline gelmiş ise insanlar infodemiye hazır olmak zorundadırlar. Bunu 2. Dünya Savaşında, Hitler Almanyasında yaşadık!. Savaşın kaybedildiği, riske girdiği bir dönemde meşhur “Joseph Goebbels” infodemi zehrini halka acımasızca aşılıyordu. Bu yalan salgını Alman halkına o derece işlemişti ki, Almanlar sokaklarda zafer çığlıkları atıyorlardı!.
Siyasilerin oy kaybı yaşadığında, oy krizine girdiklerinde yalana başvurmalarında ve bunu bir salgın halinde halka bulaştırmalarındaki amaçları açıktır. O amaçta “daha fazla koltuklarında kalabilmek”ten başka bir şey değildir. Bu amaç için her yolu denemek onlar için mubah haline gelebilir.
İnfodemiye sarılan siyasetçilerin yalanlarında boğulması dileğimle…
Hatib Minber
Sitemde yayınlanan içeriklerden ilk siz haberdar olun. Ücretsiz olarak bildirim almak için e-posta adresinizi girin. Aboneliği tamamlamak için lütfen e-postanıza gönderdiğim, iletiyi onaylayın.
Kaynakça / Dipnotlar
- https://www.turkuazlab.org
- https://drive.google.com/file/d/1SOC2xH9FHFBfC6gkI8qsCydGpY1BgiXE/view, Erişim Tarihi: 19.01.2021.
- https://drive.google.com/file/d/1xDGRZC0tNDUIUb6UWMO-0wOFDhELr62L/view, Erişim Tarihi: 19.01.2021.